Elifin Kelebekler Diyarında Bir Günü

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, dağların ardında, denizlerin ötesinde, kelebeklerle dolu büyülü bir diyar varmış. Bu diyar, Renkli Kanatlar Ülkesi olarak bilinir ve her yerinde kelebekler uçar dururmuş. Bu ülkenin gökyüzü mavi, çiçekleri rengârenk, ormanları ise büyülüymüş.

Günün birinde, insanların yaşadığı bir köyde, minik bir kız çocuğu yaşarmış. Adı Elif olan bu kız, kelebekleri çok severmiş. Elif’in en büyük hayali, Renkli Kanatlar Ülkesi’ni bulup oradaki kelebeklerle arkadaş olmakmış. Her gece uyumadan önce, bu büyülü ülkeyi düşleyip tatlı hayallere dalarmış.

Bir sabah, Elif büyük bir heyecanla uyanmış. Gözlerini açar açmaz pencereye koşmuş ve camın kenarında bir kelebek görmüş. Bu kelebek, diğerlerinden çok farklıymış; kanatları sanki gökkuşağının renklerini taşırmış. Elif, kelebeğin yanına gitmiş ve ona tatlı bir sesle “Merhaba” demiş. Kelebek, Elif’e bir süre baktıktan sonra, incecik bir sesle cevap vermiş:

“Merhaba Elif! Ben Renkli Kanatlar Ülkesi’nden geldim. Adım Peri. Senin kelebekleri çok sevdiğini duydum ve seni bizim diyarımıza davet etmeye geldim.”

Elif, şaşkınlık ve mutluluk içinde kalmış. “Gerçekten mi? O büyülü ülkeye gidebilir miyim?” diye sormuş heyecanla. Peri, kanatlarını hafifçe çırparak, “Tabii ki, ama öncelikle küçük bir sınavı geçmen gerekiyor” demiş.

Elif merakla, “Ne sınavı bu?” diye sormuş. Peri, “Cesaret, sabır ve sevgi sınavı. Eğer bu üç özelliği taşıdığını gösterebilirsen, seni Renkli Kanatlar Ülkesi’ne götürebilirim” demiş. Elif kararlılıkla başını sallamış ve “Hazırım!” demiş.

Peri, Elif’in elinden tutmuş ve onu köyün dışına, büyük bir ormana götürmüş. Ormanda ilerlerken, birden karşılarına devasa bir örümcek çıkmış. Elif korkuyla geri adım atmış ama Peri ona cesaret vererek, “Unutma Elif, cesaret ilk sınavın. Korkunu yenmelisin” demiş. Elif derin bir nefes almış ve örümceğin yanına gitmiş. Örümcek ona zararsızca bakmış ve yolundan çekilmiş. Elif, cesaretini kanıtlamış ve yolculuğuna devam etmiş.

Bir süre sonra, sık ağaçlarla kaplı bir alana gelmişler. Burada, yollarını kaybetmişler. Peri, Elif’e bakarak, “Şimdi sabrını göstermelisin. Panik yapmadan doğru yolu bulmalısın” demiş. Elif sakin bir şekilde ormanda dolaşmış, ağaçların ve çiçeklerin arasında dikkatlice bakmış. Sonunda, güneşin ışıklarını takip ederek doğru yolu bulmuşlar. Elif, sabrını göstermiş ve sınavın ikinci aşamasını da başarıyla geçmiş.

En sonunda, çiçeklerle dolu bir açıklığa varmışlar. Burada, bir grup kelebek yere düşmüş bir çiçeğin etrafında üzgün bir şekilde uçuşuyormuş. Elif, kelebeğe doğru gitmiş ve ne olduğunu sormuş. Kelebekler, “Bu çiçek bizim en yakın arkadaşımızdı, ama şimdi yaprakları soldu ve biz ne yapacağımızı bilmiyoruz” demişler.

Elif, kelebeğe ve çiçeğe sevgi dolu bir şekilde bakmış. Çiçeğin yapraklarını nazikçe düzeltmiş ve su dolu küçük bir kap getirmiş. Çiçeği sulamış ve ona güzel sözler söylemiş. Bir süre sonra, çiçek yeniden canlanmış ve kelebekler sevinçle etrafında uçuşmaya başlamış. Peri, Elif’e gülümseyerek bakmış ve “Sevgi sınavını da başarıyla geçtin Elif” demiş.

Bu üç sınavı da başarıyla geçen Elif, sonunda Renkli Kanatlar Ülkesi’ne gitmeye hak kazanmış. Peri, büyülü kanatlarını çırparak Elif’i de yanına almış ve birlikte gökyüzüne yükselmişler. Gökkuşağının renkleri arasında süzülerek, Renkli Kanatlar Ülkesi’ne doğru uçmuşlar.

Renkli Kanatlar Ülkesi, Elif’in hayal ettiğinden bile daha güzellermiş. Her yerde rengârenk çiçekler açıyor, kelebekler dans ediyormuş. Elif burada her gün yeni arkadaşlar edinmiş, yeni şeyler öğrenmiş ve her anını mutluluk içinde geçirmiş.

Elif, Renkli Kanatlar Ülkesi’nde kaldığı sürece cesaretin, sabrın ve sevginin ne kadar önemli olduğunu anlamış. Bu özelliklerin, insanı her zaman en doğru yola götürdüğünü ve mutluluğa ulaştırdığını öğrenmiş. Zaman zaman köyüne dönüp ailesini ziyaret etmiş, onlara Renkli Kanatlar Ülkesi’nden bahsetmiş ve kelebeklerle ilgili harika hikayeler anlatmış.

Ve böylece, Elif’in Renkli Kanatlar Ülkesi’ndeki macerası mutlu bir şekilde devam etmiş. O diyar, Elif’in sevgisiyle daha da güzel bir yer olmuş. Elif, kelebeklerle dolu büyülü dünyasında, cesaret, sabır ve sevginin gücüyle her gün yeni maceralara atılmış ve hep mutlu yaşamış.

Gökten üç elma düşmüş; biri Elif’e, biri kelebeğe, biri de bu masalı dinleyen güzel çocuklara. Masalımız burada bitmiş, Elif’in maceraları ise sonsuz bir şekilde devam etmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir